Menopoz yaş alan her kadının başına gelen en önemli yaşlanma belirtisidir. Bir yıl  boyunca adet görmeyen  kadınlar menopoza girmiş  kabul edilir. Östrojen ve progesteron hormonunun kadın metabolizmasında önemi büyüktür. Menopozla birlikte  bu  hormonların salgılanması  biter.

Menopoz sonrası kadın metabolizmasında büyük  değişiklikler meydana gelir ve yaşlanama süreci hızlanır.

MENOPOZLA GELEN DEĞİŞİMLER:

  • Ciltte olan değişiklikler : Östrojen hormonu cildin elastikiyetini  ve  kollajen oranını etkiler azalması  ile ciltte kollajen eksilir. Cilt esnekliğini  kaybeder ve kırışır.
  • Ürogenital bölgede meydana gelen değişiklikler: Menopozla birlikte çoğu  kadında özellikle cinsel ilişki esnasında rahatsızlık  veren kuruluk şikayeti  başlar. Bu çoğu zaman cinsel ilişkiyi olumsuz yönde etkiler.

Menopoz ilerledikçe de bu kez idrarla ilgili şikayetler buna eklenir. İdrar tutamama ileri yaş kadınların en önemli şikayetleri  arasında yer alır.

  • Cinsel  isteksizlik: Yine hormonal   azalmaların   en  önemli  sonuçlarındandır. Vucutta serbest dolaşan testesteron hormonunun azalması  ile ilişkilidir.
  • Duygu durum değişikleri: Depresyona meyil    menopozla birlikte görülmeye başlayabilir. Uyku  bozuklukları  da eklenince depresyon daha da  ağırlaşabilir.
  • Beyin sağlığı :  Maalesef   menopoz sonrasında  Alzheimer hastalığının oluşma ihtimali artıyor.  Hemen tüm kadınlarda menopoz sonrası  hormon eksikliğine bağlı  beyin sisi  dediğimiz hafıza ve düşünce keskinliği azalması  durumuna rastlanıyor.
  • Kemik  erimesi: Kemiğin yıkıma uğraması  ve yapımının artmasında hem östrojen  hem progestereon önemli  rol oynar. Aslında kemikteki  kayıplar 35 yaştan itibaren başlamakta. Bunun da nedeni bu yaştan itibaren kaliteli yumurtlama  azalmakta ve kemik yapımını arttıran  progesteron hormonu daha az salgılanmakta. Estrojenin   kemik yıkımını azaltıcı etkisi  de ortadan kalkınca menopoz sonrası  kemik erimesine bağlı  sorunlar  hızla artmakta.
  • Kalp  damar sistemi: Belkide menopozun en yıkıcı etkisi kalp  damar sistemine verdiği
  • hasardır. Kalp krizinden  ölme riski  menopoz öncesi  dönemde erkeklerde çok daha fazla iken menopozla birlikte bu risk erkeklerle eşitlenir. Bunun nedeni östrojen hormonunun özellikle damarlar  üzerindeki olumlu etkisinin kalkmasıdır. Östrojen direk olarak damarları genişletici  ve damar plaklarını  önleyici  etki  gösterir.Bu etkisini  direkt kan lipidlerindeki  olumlu etkisi sayesinde  yapar. Bu  hormonun vucütta bitmesi direkt  kalp damar  sağlığını olumsuz etkiler.
  • Barsak  sağlığı: Menopoz sonrası  hormon kullanana kadınlarda   barsak kanseri sıklığı azalmakta.
  • Vucut metabolizması: Menopozla birlikte çoğu  kadında özellikle göbek  çevresinde yağlanma başlar. Bu da tamamen kadınlık hormonlarının metabolizma üzerine olan olumlu etkilerinin ortadan kalkması ile ilgilidir.
  • Uyku  bozukluklar: Özellikle sık sık uyanıp  uykuya dalmada  sıkıntılar  oluşabilir.

Peki menopoz  dönemindeki  bir kadın antiaging etki için   ne kullanabilir? Yıllardır bu  konuda sonsuz tartışmalar yapılmakta   2000 li  yılların başına kadar kolaylıkla  verilen hormonal tedaviler neden sonra terkedildi?  Aslında kadınlar kaderlerine terkedilmiş oldular.

Hormon  rerplasmanı 2000 li  yıllardan önce menopoza giren her kadına uygulanmakta idi. 2002 yılında yayımlanan WHI  Çalışması  bütün gidişatı  değiştirdi .Bu  çalışmada  verilen hormonların kadınlarda inme ve meme kanseri riskini arttığı saptandı. Bu çalışmanın ayrıntılarına girmeden belirtmeliyim ki  ileri yaş kadınlarda yapılmış  ve  doğal hormonlar yerine sentetik hormonlar kullanıldığı  için  gerçekleri yansıtmayan bir çalışma. Bu çalışmadan sonra kimseye hormon başlamak mümkün olmadı. Ancak son yıllarda anlaşıdı ki doğal  hormonlarala yapılan  replasman tedavisinin  böyle yan etkileri  yok.

Aksine yapılan çalışmalar  göstermiş ki: hormon replasman tedavisi ile: Menopoz sonrası kadınlarda  kemik kırıkları  , kalp hastalıklarından ölüm    ve  kolon kanseri yarı yarıya azalıyor. Alzheimer ise % 35 oranında azalıyor.

Ayrıca son dönemde yapılan çalışmalar doğal hormonlarla yapılan tedavinin meme kanseri riskini  arttırmadığı  yönünde.

Belli  bir yaştan sonra antiaging için kullanılabilecek sayısız antioksidan, telomerleri uzatıcı ,  dokuları  gençleştirici takviye  mevcut. Bunları da takviye olarak kullanmak iyi bir fikir. Ancak  hormonları  yerine koymak kadar  vücudun tüm sistemlerine etkili  bir ürün bulmak  gerçekten zor. Daha önceki  kötü dizaynlı  çalışmalar yüzünden kadınların hayatından 20  yıl  çalındı. Bundan sonrasında ise kafalarda  hormon tedavisine karşı olan direnci  ve  soru işaretlerini yenmek  biraz zaman alacak gibi  gözükmekte.

Doğal hormonlarla yapılan destekler menopoza girmeden önceki yıllarda  başlamalı .Sonrasında da hasta istediği kadar hatta bütün ömür boyunca devam edebilir.

Menopoz çağına gelen her kadın  özellikle bioeşdeğer hormon tedavisi konusunda bilgilenmeli  ve bu konuda  doktorundan yardım istemelidir.  Unutmayalım  sağlıklı yaşlanmak için   yapabileceğimiz şeyler sınırsız yeter ki  araştıralım.