Menopoz,  yaş alan her kadının başına gelen adet görmenin  ve  hormonal faaliyetlerin  bitmesi durumudur. Bir yıl  boyunca adet görmeyen  kadınlar menopoza girmiş  kabul edilir. Östrojen ve progesteron hormonunun kadın metabolizmasında önemi büyüktür.

Menopozla ilgili  değişiklikler genelde  birkaç yıl  öncesinde başlar. Ortalama menopoz yaşı 50 dir. Çoğu  kadında kırklı yaşlar civarında menopoz öncesi değişimler başlar.

Östrojen dominansı  nedir?

İşte  menopoz öncesi dönemde başlayan değişikliklerin en  önemlisi  östrojen dominansıdır.

Normal  yumurtlama döngüsünde adetle birlikte östrojen hormonu kanda artar   yumurlama ile birlikte ise  son 14 günde salgılanan progestreon hormonu  bu  östrojeni dengeler.

Östrojen hormonunun  rahim içini kalınlaştıran , yağ depolanması kilo artımı sağlayan , su tutan  etkileri  vardır işte bu etkilerin aşırıya kaçmasını  önleyen progesteron hormonudur.

35  yaştan itibaren yumurta kalitesinin azalması ve   hatta bazen hiç yumurtlamama   durumu başlar. Çünkü  kaliteli yumurtalar  daha önceki yaşlarda harcanmıştır. Böylece yeterli progesteron salgılanamaz .  Östrojen hormonu  ise  özellikle yağ  dokusu  gibi  yerlerde sentezlenmeye devam eder. Bu da progesteronun östrojeni yeterince dengelemesine engel olur. Menopoz öncesi şikayetlerin pek  çoğunun altında  bu mekanizma yatar.

Bu  dönemde östrojen hormonu  sürekli  dalgalanır.Sadece kan sonucuna bakıp karar vermek bu yüzden çok zordur.

Peki  östrojen dominansı  dediğimiz dönemin belirtileri  neler:

  • Başağrısı
  • Adetlerin arasının kısalması  ya da uzaması  gibi adet düzensizlikleri
  • Memelerde hassasiyet ve kistler.
  • Rahim ve meme kanseri için artmış risk.
  • Fibromyaljik yakınmalar.
  • Hipotiroidi.
  • Tatlı krizleri
  • Mizaç geı-gitleri
  • Sinirlilik anksiyete
  • Myomlar
  • Kilo alma – verememe ( özellikle kalça bölgesinde)
  • Uyku kalitesinin  bozulması  sık sık  uyanma

Günümüz kadınlarında östrojen dominasının yoğun olarak  görülmesinin en önemli nedenlerinden biri xenoestrojen( özellikle kozmetik  ürünlerle yoğun olarak alınıyor) dediğimiz  bazı endokrin bozucu toksinlere çok fazla maruz kalmak.Bu toksinler vücutta östrojen etkisi göstererek dominası iyice arttırırlar. Kişi zaten kilolu ise buradaki  artan östrojen salgısı  durumu daha da  ağırlaştırır. Ayrıca yine beslenme  alışkanlıklarının bozuk olması, liften fakir beslenme  proinflamatuar gıdalar  ve insülin fazlalığı  da daha çok östrojenik  etki oluşmasına neden olur.

Estrojen dominansı menopoza girdikten  sonra da bir süre devam eder.  Bu dönemdeki  oluşan östrojen dalgalanmaları sıcak  basmaları  ve gece terlemelerine sebep olur.

Özellikle  östrojenin vücutta  hala var olduğu bu dönemde  mutlaka progesteron  desteği  gerekiyor. Doğal progesteron tercih ediyoruz. Doğal progesteron ağızdan kullanımda  nadiren  başvurulan bir ilaç. Ağızdan alınınca karaciğerde metabolitlerine parçalanarak bambaşka etkiler yol açıyor. Bu dönemde uyku problemi olan hastalarda ağız yolunu  tercih ediyoruz. Ancak esas olarak rahimi ve memeyi korumak , yağlanmayı önlemek için  verilecek yol  vaginal yol  böylece direkt olarak  etkileyeceği  bölgeye ulaşıyor. Dengelenmesi  gereken östrojeni dengeliyor. Burada kullanılan doz kişiye göre değişebilir.Kan tahlilleri çok sık dalgalanma olduğu için bize çok yardımcı olmaz çoğu zaman deneme yanılma ile doz ayarlaması yaparız.

Östrojenin baskın olduğu  dönemin bitişinde hiç  östrojen salgılanmaması hali  yani menopoz başladığında neler olur peki:

MENOPOZLA GELEN DEĞİŞİMLER:

  • Ciltte olan değişiklikler : Östrojen hormonu cildin elastikiyetini  ve  kollajen oranını etkiler azalması  ile ciltte kollajen eksilir.Cilt esnekliğini  kaybeder ve kırışır.
  • Ürogenital bölgede meydana gelen değişiklikler: Menopozla birlikte çoğu  kadında özellikle cinsel ilişki esnasında rahatsızlık  veren kuruluk şikayeti  başlar. Bu çoğu zaman cinsel ilişkiyi olumsuz yönde etkiler.

Menopoz ilerledikçe de bu kez idrarla ilgili şikayetler buna eklenir. İdrar tutamama ileri yaş kadınların en önemli şikayetleri  arasında yer alır.

  • Cinsel  isteksizlik: Yine hormonal   azalmaların   en  önemli  sonuçlarındandır. Vucutta serbest dolaşan testesteron hormonunun azalması  ile ilişkilidir.
  • Duygu durum değişikleri: Depresyona meyil    menopozla birlikte görülmeye başlayabilir. Uyku  bozuklukları  da eklenince depresyon daha da  ağırlaşabilir.
  • Beyin sağlığı :  Maalesef   menopoz sonrasında  Alzheimer hastalığının oluşma ihtimali artıyor.  Hemen tüm kadınlarda menopoz sonrası  hormon eksikliğine bağlı  beyin sisi  dediğimiz hafıza ve düşünce keskinliği azalması  durumuna rastlanıyor.
  • Kemik  erimesi: Kemiğin yıkıma uğraması  ve yapımının artmasında hem östrojen  hem progestereon önemli  rol oynar. Aslında kemikteki  kayıplar 35 yaştan itibaren başlamakta. Bunun da nedeni bu yaştan itibaren kaliteli yumurtlama  azalmakta ve kemik yapımını arttıran  progesteron hormonu daha az salgılanmakta. Estrojenin   kemik yıkımını azaltıcı etkisi  de ortadan kalkınca menopoz sonrası  kemik erimesine bağlı  sorunlar  hızla artmakta.
  • Kalp  damar sistemi: Belkide menopozun en yıkıcı etkisi kalp  damar sistemine verdiği  hasardır. Kalp krizinden  ölme riski  menopoz öncesi  dönemde erkeklerde çok daha fazla iken menopozla birlikte bu risk erkeklerle eşitlenir. Bunun nedeni östrojen hormonunun özellikle damarlar  üzerindeki olumlu etkisinin kalkmasıdır. Östrojen direk olarak damarları genişletici  ve damar plaklarını  önleyici  etki  gösterir.Bu etkisini  direkt kan lipidlerindeki  olumlu etkisi sayesinde  yapar. Bu  hormonun vücutta bitmesi diret  kalp damar  sağlığını olumsuz etkiler.
  • Barsak  sağlığı: Menopoz sonrası  hormon kullanana kadınlarda   barsak kanseri sıklığı azalmakta.
  • Vücut metabolizması: Menopozla birlikte çoğu  kadında özellikle göbek  çevresinde yağlanma başlar. Bu da tamamen kadınlık hormonlarının metabolizma üzerine olan olumlu etkilerinin ortadan kalkması ile ilgilidir.
  • Uyku  bozukluklar: Özellikle sık sık uyanıp  uykuya dalmada  sıkıntılar  oluşabilir.

Peki  menopoz  dönemine girerken kişisel olarak  neler yapabiliriz:

Kişisel olarak  yapabileceğimiz çok sey  var:

  Öncelikle yaşam tarzımızı  düzenlemeliyiz.

– Beslenme bunun başında geliyor. Sağlıklı  organik yiyeceklerden oluşan  bir beslenme düzenimiz olmalı. Gereksiz karbonhidrat alımı azaltılmalı glisemik indeksi yüksek gıdalar bizden uzak olmalı.

-Xenoestrojen dediğimiz endokrin bozucuları hayatımızdan çıkarmamız lazım.

-Özellikle bozulan duygu  durumu  dengelemek,  anksiyete ve depresyonu  önlemek için nefes egzersizleri, yoga ve meditasyon çok etkili olabilir.

-Uyku düzenlemeleri çok önemli. Yatmadan 2 saat önceden ekranlara (Telefon, bilgisayar, tv)bakmayı bırakmak ,uyku için  serin  ışıksız bir ortamı  seçmek  ve uyku öncesi  sakinleşmek için yapılan meditasyonlar etkili olabilir.

– Egzersiz  : Hem kilo  kontrolü sağlamada hem de  ruhsal  dengeyi  desteklemede çok etkili. Mutlaka yaşamımızın bir  parçası  haline gelmeli. Özellikle direnç   ve ağırlık kaldırma egzersizleri  kemik sağlığı için  çok  önemli.

Hormon  Replasman Tedavisi:

      Son zamanlarda çok popüler hale gelen antiaging  için yapılması  gereken en önemli  şey aslında eksilen hormonların yerine konmasıdır.

Hormon  rerplasmanı 2000 li  yıllardan önce menopoza giren her kadına uygulanmakta idi. 2002 yılında yayımlanan WHI  Çalışması  bütün gidişatı  değiştirdi .Bu  çalışmada  verilen hormonların kadınlarda inme ve meme kanseri riskini arttığı saptandı. Bu çalışmanın ayrıntılarına girmeden belirtmeliyim ki  ileri yaş kadınlarda yapılmış  ve  doğal hormonlar yerine sentetik hormonlar kullanıldığı için gerçekleri yansıtmayan bir çalışma. Bu çalışmadan sonra kimseye hormon başlamak mümkün olmadı. Ancak son yıllarda anlaşıdı ki doğal  hormonlarala yapılan  replasman tedavisinin  böyle yan etkileri  yok.

    Aksine yapılan çalışmalar  göstermiş ki: hormon replasman tedavisi ile:

Menopoz sonrası kadınlarda  kemik kırıkları  , kalp hastalıklarından ölüm    ve  kolon kanseri yarı yarıya azalıyor. Alzheimer ise % 35 oranında azalıyor.

       Son dönemde yapılan çalımalar bize ayrıca gösterdi ki,  doğal  hormonlarla yapılan replasman tedavisi  meme kanseri  riskini artış YAPMIYOR.

Hormon  Yerine Koyma  Tedavisinde  hangi  ilaçlar kullanılıyor:

              Bu tedavide  ağızdan alınan sentetik  hormonları kullanmıyoruz. Bunun yerine östrojeni ciltten  krem  ya da  bant olarak , progesteronu  vaginal  yolla   veriyoruz. Vaginal  kuruluk çok  yoğunsa  vaginal  yoldan yine krem olarak  doğal  estriol  hormonunu kullanıyoruz. Eğer hastada libido problemleri yoğun ve kan testlerinde testestron hormonu düşükse  yine ciltten testestron desteği verilebilir.

                Tüm bunlar klasik tıpta çok tepki  gören konular  olduğu  için kişilerin aydınlatılmaya ihtiyacı olduğunu hissetiğim  ve  bu  bilgilendirmeyi  yaptım. Umarım  her kadının neden hormon replasman tedavisi yaptırması gerektiğini  anlatabilmişimdir…