HPV (İnsan Papilloma Virüsü), ciltte ve mukozal yüzeylerde (örneğin, ağız, boğaz, genital bölge) siğillerin oluşumuna neden olabilen bir virüs grubudur. 200’den fazla farklı tipi bulunan HPV’nin bazı türleri, cinsel yolla bulaşır ve genital siğillere neden olabilirken, diğerleri daha ciddi durumlara, özellikle rahim ağzı kanseri, vulva kanseri, vajinal kanseri, penis kanseri, anüs kanseri, boğaz ve ağız kanserleri gibi kanserlere yol açabilir.
HPV enfeksiyonları, dünya genelinde cinsel yolla bulaşan en yaygın enfeksiyonlardan biridir. Çoğu HPV enfeksiyonu belirtisizdir ve vücut tarafından fark edilmeden atılabilir. Ancak, virüs vücutta kalıcı hale gelirse, kanser ve diğer sağlık problemlerine neden olabilir.
YÜKSEK RİSKLİ HPV TİPİ NE DEMEKTİR?
Yüksek riskli HPV tipleri, özellikle rahim ağzı kanseri olmak üzere, genital kanserlere ve bazı baş-boyun kanserlerine yol açabilen HPV tipleridir. Dünya Sağlık Örgütü ve diğer sağlık kuruluşları tarafından en sık rastlanan ve en yüksek kanser riski taşıyan HPV tipleri arasında şunlar bulunur:
• HPV 16 ve 18: Bu iki tip, dünya genelinde rahim ağzı kanserlerinin büyük bir kısmından sorumludur. HPV 16 ayrıca baş-boyun kanserlerinin önemli bir nedenidir.
• HPV 31, 33, 35,39,45, 51,52 ,56,58,59,66,68: Bu tipler de rahim ağzı kanseri riskini artırır ve HPV 16 ve 18’den sonra en yaygın ikinci grup olarak kabul edilir.
Bu yüksek riskli HPV tipleri, kanser öncesi lezyonların ve kanserlerin gelişiminde önemli bir rol oynar. Bunlar arasında, HPV 16 ve 18 en çok dikkati çekenlerdir çünkü en yüksek kanserle ilişkilendirme oranlarına sahiptirler.
HPV16-18 POZİTİF GELDİ İSE NE YAPALIM?
HPV 16 veya 18 pozitif olduğunuz öğrenildiğinde, bu durum özellikle yüksek riskli HPV türlerinden birine sahip olduğunuz anlamına gelir ve belirli adımlar izlenmelidir. Bu türler, rahim ağzı kanseri ve diğer genital kanserlerin önemli nedenlerindendir. İşte yapılması gerekenler:
1. Sakin Kalmak
Birçok HPV enfeksiyonu zamanla kendi kendine geçer ve her HPV pozitifliği kanser anlamına gelmez. Önemli olan, düzenli takip ve gerekli tedbirleri almak. Stres yönetimi bu virüsü yenmenin ilk adımıdır lütfen bunu unutmayalım.
2. Kolposkopi:
Hpv 16-18 pozitif çıkan hastada tüm tıbbi önermeler önce kolposkopi yapılmasını öneriyor. Bu işem ağrısız olduğu için muayenehane şartlarında kolaylıkla yapılabilir. Buradaki amaç rahim ağzında kanserleşmeye başlamış -anormal hücreler var mı diye bakmaktır.
3. Tedavi Seçenekleri
Anormal Hücrelerin Tedavisi: Eğer anormal hücreler bulunursa, bu hücreleri çıkarmak için çeşitli yöntemler önerebilir. Bu yöntemler LEEP (döngü elektrocerrahi eksizyon prosedürü), kriyoterapi (dondurma), veya konizasyon (anormal dokunun cerrahi olarak çıkarılması) olabilir.
4. Sağlıklı Yaşam Tarzı
Sigara içmemek ve sağlıklı bir diyet uygulamak, vücudun HPV ile savaşmasına ve anormal hücre değişikliklerinin kansere dönüşme riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
5. Partnerinizi Bilgilendirin
HPV cinsel yolla bulaşır, bu nedenle cinsel partnerinizle durumu paylaşmak önemlidir. Birlikte, korunma yöntemleri hakkında konuşabilir ve gerekirse sağlık kontrolleri için doktora başvurabilirsiniz.
6. Aşılanma
Eğer önceden HPV aşısı olmadıysanız, doktorunuzla aşı olup olamayacağınızı konuşun. Aşı, özellikle başka HPV türlerine karşı koruma sağlayabilir.
HPV 16 veya 18 pozitif olduğunuzda, en önemli adım, sağlık hizmeti sağlayıcınızla düzenli olarak iletişim kurmak ve önerilen tarama ve takip programlarına uymaktır. Bu, olası riskleri en aza indirmek ve sağlığınızı korumak için kritik öneme sahiptir.
HPV 16-18 DIŞI YÜKSEK RİSKLİ HPV TİPİ POZİTİFSE NE YAPALIM?
Bu durumda mutlaka kolposkopi yapılmak zorunda değil. Ancak smearde bir şüphe varsa ya da klinik olarak gerekli ise yine de kolposkopi yapılarak rahim ağzında sorun var mı diye bakılmalıdır.
Bu durumda da aşı, yaşam tarzı değişiklikleri stresi azaltma virüsü yenmek için çok önemlidir.
DÜŞÜK RİSKLİ HPV TİPLERİ NE YAPAR?
Düşük riskli HPV tipleri, genellikle kansere yol açmayan ancak genital siğiller gibi diğer sağlık sorunlarına neden olabilen HPV tipleridir. Bu tipler, cilt ve mukozal yüzeylerde benign (iyi huylu) büyümeler oluşturabilir. En sık rastlanan düşük riskli HPV tipleri arasında:
HPV 6 ve 11bulunur: Bu iki tip, genital siğillerin büyük bir çoğunluğundan sorumludur. Ayrıca, ses tellerinde papillomalar (soluk borusunda siğiller) oluşturabilirler, bu durum özellikle çocuklarda solunum yollarının tıkanmasına neden olabilir.
Düşük riskli HPV tipleri, yüksek riskli tipler gibi cinsel yolla bulaşır, ancak kanser riski taşımazlar. Bununla birlikte, oluşturdukları siğiller estetik endişelere veya konfor sorunlarına neden olabilir ve tedavi gerektirebilir. HPV ile ilişkili sağlık sorunlarının önlenmesinde aşılar önemli bir rol oynar. Mevcut bazı HPV aşıları, hem yüksek riskli hem de düşük riskli HPV tiplerine karşı koruma sağlayabilir, böylece hem kanser hem de genital siğillerin önlenmesine yardımcı olabilir.
HPV VİRÜSÜNÜ YENMEK İÇİN HANGİ TAKVİYELERİ ALABİLİRİM?
HPV enfeksiyonunu “yenmek” için piyasada pek çok besin takviyesi mevcut bunları doktorunuza danışabilirsiniz.
Ancak ayrıca bazı besinler ve takviyeler de bağışıklık sistemini destekleyerek vücudun virüsle daha etkili bir şekilde savaşmasına yardımcı olabilir. Bağışıklık sistemi güçlü olduğunda, vücut HPV dahil olmak üzere birçok enfeksiyonla daha iyi başa çıkabilir ve hatta yüksek riskli HPV tiplerinin neden olduğu anormal hücre değişikliklerini geriletebilir. Ancak, bu takviyelerin kullanımı her zaman bir sağlık uzmanının rehberliğinde olmalıdır. İşte bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olabilecek bazı besinler ve takviyeler:
1. Folate
Yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller ve tahıllarda bulunan folat, hücre bölünmesi ve DNA onarımı için önemlidir. Yeterli folat alımı, özellikle HPV ile ilişkili servikal sağlık problemleri riskini azaltabilir.
2. Vitamin C
Bağışıklık sistemini destekleyici antioksidan özellikleri ile bilinen Vitamin C, turunçgiller, kivi, çilek, kırmızı ve yeşil biber gibi sebzelerde ve meyvelerde bolca bulunur.
3. Vitamin E
Vitamin E, antioksidan özellikleri ile bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayçiçeği tohumları, badem, fındık ve yeşil yapraklı sebzeler Vitamin E açısından zengindir.
4. Çinko
Çinko, bağışıklık sistemini destekleyen ve hücresel iyileşmeyi teşvik eden bir mineraldir. Kırmızı et, kabuklu deniz ürünleri, baklagiller, tohumlar ve fındıklar çinko açısından iyi kaynaklardır.
5. Beta-Karoten
Beta-karoten, vücut tarafından A vitaminine dönüştürülür ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde önemli bir rol oynar. Havuç, tatlı patates, ıspanak ve kavun beta-karoten açısından zengindir.
6. Selenyum
Selenyum, antioksidan savunmada rol oynayan ve bağışıklık sistemini destekleyen bir mineraldir. Brezilya fındığı, balık, et ve yumurta selenyum açısından iyi kaynaklardır.
7. Yeşil Çay
Yeşil çay, antioksidan epigallokateşin gallat (EGCG) açısından zengindir ve bağışıklık sistemini destekleyebilir.
Bağışıklık sistemini güçlendirerek HPV enfeksiyonunun vücut üzerindeki etkileriyle savaşmada yardımcı olabilecek besin takviyeleri ve beslenme düzeni, HPV enfeksiyonunun yönetilmesinde yalnızca bir parçadır. Sağlıklı bir yaşam tarzı, düzenli egzersiz, yeterli uyku ve stresi yönetme de önemlidir. HPV ile ilgili herhangi bir sağlık sorunu veya tedavi planı için mutlaka bir sağlık uzmanına danışın.
HPV VİRUSU OLAN KADINLAR NORMAL DOĞUM YAPABİLİR Mİ?
Evet, HPV enfeksiyonu olan kadınlar genellikle normal vaginal doğum yapabilirler. HPV’nin anne ile bebek arasında doğum sırasında geçiş riski düşük olmasına rağmen, bu olasılık tamamen sıfır değildir. En büyük risk, HPV’nin nadiren de olsa solunum yolunda papillomatosis (soluk borusu ve ses tellerinde siğil benzeri büyümeler) oluşturmasıdır. Ancak, bu durum oldukça nadirdir.
Bir kadının HPV enfeksiyonu varsa ve doğum yapmayı planlıyorsa, aşağıdaki hususları göz önünde bulundurmalıdır:
Doktor İle İletişim
Hamilelik planlaması veya hamilelik sırasında HPV enfeksiyonu hakkında doktorla açık bir iletişim kurulmalıdır. Doktor, enfeksiyonun doğum üzerindeki potansiyel etkilerini değerlendirebilir ve en güvenli doğum yöntemini önerir.
Tarama ve Takip
HPV enfeksiyonunun yanı sıra, düzenli prenatal bakımın bir parçası olarak rahim ağzı taramaları önemlidir. Anormal sonuçlar olursa, doktor gerekli takip testlerini ve müdahaleleri önerecektir.
Genital Siğiller
Eğer genital siğiller varsa, bu, doğum yöntemi üzerinde bir etkiye sahip olabilir. Çok büyük siğiller doğum kanalını engelleyebilir veya doğum sırasında kanamaya neden olabilir. Bu durumda, doktor, siğillerin konumu ve boyutuna bağlı olarak sezaryen doğumu önerilebilir.
Bebek Sağlığı
Bebeklerde HPV’ye bağlı ciddi sağlık sorunları nadirdir. Ancak, doktorunuz bu riskleri en aza indirmek için en uygun doğum yöntemini ve olası önlemleri tartışacaktır.
Çoğu durumda, HPV enfeksiyonu olan kadınlar sağlıklı bebekleri normal yollarla doğurabilirler. Her hamilelik ve HPV enfeksiyonu benzersiz olduğundan, bireysel duruma ve doktor tavsiyesine göre en uygun doğum yöntemine karar verilmelidir.
HPV VİRÜSÜ VÜCUTTAN NASIL VE NE ZAMAN TEMİZLENİR?
HPV (İnsan Papilloma Virüsü) enfeksiyonları, çoğu insanın hayatının bir noktasında karşılaştığı çok yaygın viral enfeksiyonlardır. Vücut, genellikle HPV enfeksiyonunu kendi başına, herhangi bir tedavi olmaksızın temizleyebilir. Bu süreç, enfekte kişinin bağışıklık sistemine bağlı olarak değişiklik gösterir. İşte bazı genel bilgiler:
HPV’nin Vücuttan Temizlenme Süresi
Çoğu HPV enfeksiyonu, enfeksiyonun başlamasından sonraki 2 yıl içinde bağışıklık sistemi tarafından temizlenir. Bazı çalışmalar, enfeksiyonların %90’ının iki yıl içinde kendi kendine çözüldüğünü göstermektedir.
HPV temizlenme süresi kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve bazı faktörler, virüsün vücuttan temizlenmesini geciktirebilir. Örneğin, sigara içmek veya bağışıklık sistemini baskılayan diğer durumlar (HIV enfeksiyonu gibi) HPV’nin vücutta daha uzun süre kalmasına neden olabilir.
HPV’nin Temizlenmesi
HPV’nin vücuttan “temizlenmesi” genellikle virüsün aktif olmadığı ve belirli bir zamanda testlerde tespit edilemeyeceği anlamına gelir. Ancak, virüs tamamen ortadan kalkmış olmayabilir ve ileride yeniden aktifleşebilir.
Vücut, HPV’ye karşı spesifik antikorlar üreterek enfeksiyona karşı savunma mekanizmasını geliştirir. Bu, özellikle virüsün yeniden aktivasyonu durumunda koruma sağlayabilir.
HPV enfeksiyonunun vücuttan temizlenmesi genellikle zaman alır ve büyük ölçüde bireyin bağışıklık sistemine bağlıdır. Sağlık kontrollerinin düzenli olarak yapılması ve riskleri en aza indirmek için korunma yöntemlerinin uygulanması önemlidir.
HPV NİN TAKİP VE KONTROLÜ NASIL YAPILMALIDIR?
HPV (İnsan Papilloma Virüsü) enfeksiyonunun takibi ve kontrolü için birkaç önemli adım vardır. Bu adımlar, özellikle yüksek riskli HPV türleri söz konusu olduğunda, enfeksiyonun neden olabileceği sağlık sorunlarının erken tespiti ve yönetimi için kritik öneme sahiptir. İşte HPV enfeksiyonunun takip ve kontrolü için gerekenler:
1. Düzenli Sağlık Kontrolleri
Cinsel sağlıkla ilgili düzenli kontroller, HPV enfeksiyonunun ve olası sağlık sorunlarının izlenmesi için önemlidir.
2. Pap Smear Testi
Kadınlar için, Pap smear testleri rahim ağzında anormal hücre değişikliklerini tespit etmek için kullanılır. Bu test, özellikle 21 yaşından itibaren 3 yılda bir yapılmalıdır.
3. HPV DNA Testi
HPV DNA testi, rahim ağzı dokusundan alınan örneklerde yüksek riskli HPV türlerinin varlığını kontrol eder. Bu test, genellikle 30 yaş ve üzeri kadınlarda Pap testi ile birlikte veya belirli durumlarda tek başına kullanılır.Smear ile birlikte yapıldığında buna cotest diyoruz.Eğer bir sorun yoksa beş yılda bir tekrar ediyoruz.
HPV POZİTİF AMA RAHİM AĞZI TEMİZ SAPTANAN HASTALAR NASIL TAKİP EDİLİR?
Bu hastalarada kotest (yani hpv dna ve smear alınması) 3 yıl boyunca yılda bir tekrarlanır. Hepsinde negatif çıkması halinde 5 yılda bire düşülür.
HPV AŞISI ETKİNLİĞİ NEDİR? ,KİME NE ZAMAN UYGULAYALIM?
9-valent HPV aşısı (genellikle ticari ismiyle Gardasil 9 olarak bilinir), dokuz farklı İnsan Papilloma Virüsü (HPV) tipine karşı koruma sağlar. Bu aşı, özellikle yüksek riskli HPV tipleri olan 16 ve 18’e karşı koruma sağlamanın yanı sıra, ek olarak yüksek riskli 31, 33, 45, 52 ve 58 tipleri ile düşük riskli 6 ve 11 tiplerine (genital siğillere neden olan) karşı da koruma sunar. Bu, şu anda mevcut olan HPV aşıları içinde en geniş koruma spektrumunu sunan aşıdır.
Aşının İçeriği
9-valent HPV aşısı, canlı virüs içermez. Bunun yerine, her bir HPV tipinin dış protein kabuğunu taklit eden, virüs benzeri partiküller (VLP’ler) içerir. Bu partiküller, bağışıklık sisteminin gerçek bir enfeksiyona yanıt verir gibi antikor üretmesine neden olur, ancak çünkü herhangi bir viral DNA içermezler, enfeksiyona veya hastalığa neden olamazlar.
Uygulama
Yaş Grubu: 9-valent HPV aşısı, genellikle 9 ila 45 yaş arasındaki erkekler ve kadınlar için onaylanmıştır. Ancak, en etkili olduğu düşünülen yaş grubu, cinsel aktivite başlamadan önceki 11-12 yaş aralığıdır.
Doz ve Zamanlama: Aşı, genellikle üç doz halinde uygulanır. İlk dozdan sonra, ikinci doz 2 ay sonra ve üçüncü doz ilk dozdan 6 ay sonra uygulanır. Ancak, 9-14 yaş aralığındaki çocuklar için, iki doz aşı (ilk dozdan 6 ila 12 ay sonra ikinci doz) yeterli koruma sağladığı gösterilmiştir.
Uygulama Yeri: Aşı genellikle üst kolun dış kısmına intramüsküler (kas içi) olarak uygulanır.
Koruma ve Etkililik
9-valent HPV aşısı, içerdiği HPV tiplerine karşı güçlü bir koruma sağlar. Özellikle, rahim ağzı kanseri, vulva ve vajinal kanserler, penis kanseri, anüs kanseri ve genital siğillere yol açabilecek HPV tiplerine karşı korunmaya yardımcı olur.
Aşının koruyuculuğu, özellikle aşılanan kişinin daha önce enfekte olmamış olması durumunda en yüksektir. Bu nedenle, cinsel aktivite başlamadan önce aşılanmak en etkilidir.
HPV aşısı, HPV ile ilişkili birçok kanser türünün yanı sıra genital siğillerin önlenmesinde etkili bir yöntemdir. Aşıların uygulanması ve takibi, sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından yapılmaktadır. Aşı programları ve önerileri, yaşa ve bölgesel sağlık rehberliklerine göre değişiklik gösterebilir, bu nedenle aşı olmadan önce bir sağlık uzmanıyla konuşmak önemlidir.
HPV AŞISININ SAPTANMIŞ ÖNEMLİ BİR YAN ETKİSİ VAR MIDIR?
HPV aşısı, genel olarak güvenli ve iyi tolere edilen bir aşıdır. Klinik çalışmalar ve geniş çaplı uygulamalar, aşının etkililiğini ve güvenliğini teyit etmiştir. Ancak, tüm aşılar gibi, HPV aşısının da bazı yan etkileri olabilir. Bu yan etkiler çoğunlukla hafif ve geçicidir. HPV aşısının sık görülen yan etkileri arasında:
Hafif Yan Etkiler
• Enjeksiyon Yerinde Ağrı, Kızarıklık veya Şişlik: Aşının uygulandığı yerde hafif ağrı, kızarıklık veya şişlik en sık karşılaşılan yan etkidir.
• Baş Ağrısı: Bazı kişiler aşıdan sonra hafif baş ağrısı deneyimleyebilir.
• Halsizlik: Aşı sonrası bazı kişilerde halsizlik veya yorgunluk görülebilir.
• Ateş: Aşı sonrası düşük derecede ateş görülebilir.
Daha Az Sık Görülen Yan Etkiler
• Kas veya Eklem Ağrısı: Aşıdan sonra kaslarda veya eklemlerde geçici ağrılar oluşabilir.
• Mide Bulantısı: Bazı aşılanan kişiler mide bulantısı bildirmiştir.
Nadir Yan Etkiler
• Alerjik Reaksiyonlar: Herhangi bir aşıda olduğu gibi, HPV aşısı da nadiren alerjik reaksiyonlara (örneğin, anafilaksi) neden olabilir. Bu tür reaksiyonlar çok nadir görülse de, aşı merkezleri bu tür durumlar için donanımlıdır.
• Baş Dönmesi veya Bayılma: Gençlerde ve yetişkinlerde, özellikle iğnelerden korkan kişilerde, aşı sonrası baş dönmesi veya bayılma görülebilir. Bu, aşının kendisinden çok, enjeksiyon işlemine verilen bir tepkidir.
HPV aşısının güvenliği ve etkililiği, dünya çapında yapılan geniş kapsamlı çalışmalar ve izlemeler ile desteklenmektedir. Önemli yan etkiler çok nadir görülür ve aşının sağladığı faydalar, potansiyel risklerden önemli ölçüde fazladır. Aşı öncesinde herhangi bir alerji veya sağlık durumunuz varsa, sağlık hizmeti sağlayıcınıza bildirmek önemlidir. Aşıyla ilgili herhangi bir endişeniz varsa, bir sağlık uzmanıyla konuşarak bilgi alabilirsiniz.